Beton; çakıl, kum gibi “agrega” denilen maddelerin bir bağlayıcı madde ve su ile birleştirilmesinden meydana gelen inşaat yapıtaşıdır.
Beton denince akla gri renkte taş gelir. Gri veya ona yakın rengi günümüzde kullanılan bağlayıcı maddenin çoğunlukla Portland çimento olmasındandır. Betonun üretiminde yoğunlukla çimento kullanılsa da betona çeşitli özellikler verebilmek için alçı, kireç gibi katkılar ve bağlayıcı maddeler kullanılmaktadır.
Günümüzde beton kullanımı çok yaygın olan bir yapı malzemesidir. Beton gerektirmeyen inşa neredeyse yoktur. Baraj, kanal gibi su yapılarının yanında yol, bina, köprü ve diğer yapıların inşaatında kullanılır. Hem bir taşıyıcı eleman ve hem de dekoratif malzeme olarak kullanılır. Dayanıklılığı, yangına karşı direnci, su geçirmezliği, ekonomik üretimi, enerji verimliliği, kullanım yerinde imal edilebiliyor oluşu betonun bu kadar tercih edilen bir malzeme olmasının nedenleridir. Beton ayrıca hazır betonarme ürün yapımında kullanılır. Modern yapılarda nükleer radyasyona karşı da kullanılır.
Beton üretimi için çakıl, kum gibi katkılar çimento ve su ile motor sürücülü yatay ve dikey karıştırıcılar ile karıştırılır. Bu karıştırıcılar genellikle şantiyelere kurulur ancak bazı durumlarda hazır beton satın almak daha ekonomiktir. Bu amaçla kurulmuş olan hazır beton üretim tesisleri kasaba yakınlarındaki çakıl çukurları çevrelerine kurulur. Özel döner tamburlu kamyonlar (transmikser) betonun karışmış içeriğinin dağılmaması için kullanılır.
Kule vinçler veya yük asansörleri mikser veya silodan hazır beton taşımak için kullanılmaktadır. Bazı yapıların boyutu ve yüksekliği nedeniyle hazır betonun taşınması için beton pompalarının kullanılması gerekmektedir.
Betonun içeriğinde çimento kullanıldığı için beton üretimi ve çimento üretiminin sağlık üzerindeki etkileri benzerdir.
Hazır Beton Üretiminde Tehlikeler Hastalıklar Ve Kazalar
Hastalıklar
Kimyasal Tehlikelerden Kaynaklanan Hastalıklar
Beton üretimi için ön araştırma ve deneylerin yapıldığı laboratuvar çalışmalarında, çalışanlar toza sunuk (maruz) kalmaktadır. Buradaki toz çalışanların hem solunum sistemlerine hem de gözlerine zarar verebilmektedir. Tozun içeriğinde silika bulunmasından dolayı uzun süreler ve fazla miktarlarda bu toza sunuk kalan çalışanlarda silikoz* denilen pnömokonyozun* görülmesi mümkündür. Üretim aşamasında gözden kaçırılabilen bir diğer toza sunuk kalma olayı, kalıpların temizlenmesi sırasında kalıplara yapışmış olan beton kalıntılarını çıkarmak için uygulanan taşlama işidir. Bu aşamada ortaya çıkan toz miktarı çalışanların silikoza yakalanabileceği seviyelerdedir. (Bachofen, 2011)
Beton, güçlü tahriş etkisine sahip krom bileşen içerir. Hazne içinde birikmiş betonun temizlenmesi sırasında çalışanlara temas eden krom cilt tahrişine ve neden olalerjik reaksiyonlara neden olabilir.
Fiziksel Tehlikelerden Kaynaklanan Hastalıklar
Beton üretiminde çalışanların ağır yük kaldırma, doğru olmayan vücut duruşları ve tekrar eden hareketlerden kaynaklanan kas ve iskelet sistemi hastalıklarına yakalanmaları olasılığı vardır.
Transmikser operatörleri transmikseri sürerken oluşan tüm vücut titreşimine sunuk kalırlar. Uzun çalışma saatleri boyunca bu ortamda çalışanlarda ilgi ve iştah kaybı, terleme, salivasyon (tükürük salgısı) artışı, bulantı, baş ağrısı, yorgunluk gibi sonuçlar doğabilir. Titreşime sunuk kalanların kas-iskelet, kalp-damar, mide-bağırsak sistemlerinde değişiklikler olabilir.
Beton üretim tesislerinde bulunan transmikserler çevrelerine gürültü yayarlar ve bu gürültüye sunuk kalan çalışanlarda gürültüye bağlı işitme kaybı görülme riski artar. Uzun süreler gürültülü ortamda çalışmak durumunda olan çalışanların işitme duyuları zarar görür.
Kazalar
Hazır beton üretiminde mekanizasyon bir çok geleneksel tehlikeyi ortadan kaldırmış olsa da yeni tehlikeler yaratmıştır. Örneğin, yüksekten düşme nedeniyle yaşanan yaralanmalar kalıp makineleri ve kalıpları destekleyen çerçevelerin kullanımıyla azalmıştır. Diğer yandan, mekanik tehlikeler ve özellikle ıslak alanlarda elektrik tehlikelerinde artış görülmektedir.
Beton hemen hemen her zaman makineler tarafından karıştırıldığı için, şalterlerin ve besleme hunisi konteynırlarının tasarım ve düzenlerine özellikle dikkat edilmelidir. Çünkü, beton mikserlerinin temizlenmesi sırasında yanlışlıkla çalıştırılacak bir makine çalışanın yaralanmasına veya uzuv kaybetmesine neden olabilir.
Karıştırma kamyonlarının hem taşıma hem de kaldırma işlerinde kullanıldığı durumlarda çalışılan alan ile elektrik hattının yakın olması durumunda çalışanların elektrik akımına kapılma tehlikesi vardır. İletken malzemeler ile elektrik hattına temas eden çalışanlar çarpılarak zarar görebilir.
Çalışma alanında kullanılan kaldırma, taşıma, karıştırma işlemi yapan araçlar çalışanlar için tehlike oluşturur. Araçların tesiste veya döküm alanında devrilmesi, kayması, çalışanlara veya diğer araçlara çarpması durumlarında araç operatörleri ve operatör harici çalışanlar zarar görebilir. Özellikle engebeli ve dik zemini olan alanlarda yapılacak beton dökme işlerinde tehlike daha da artmaktadır.
Sistemin standart işleyişinde, transmikser çalışma periyodu gereği donanım ve transmikser birleşenleri üzerinde ısı artışı meydana gelir ve bu sıcak yüzeylerle temas olasılığı operatörler için tehlike oluşturmaktadır. Ayrıca uygulamada kış ayları boyunca, transmikserde sıcaklığı 71°C ‘ye çıkaran ilave su kullanılması söz konusu olabilmektedir. Bu sıcaklıklardaki malzemelerle çalışılırken yaşanacak bir kaza çalışanlarda ciddi yanıklara* neden olabilir.
Hazır Beton Üretiminde Sağlık ve Güvenlik Önlemleri
Hazır beton üretiminin laboratuvar da dahil olmak üzere tüm aşamalarında ortaya çıkan tozun çalışanların soluması engellenecek şekilde ortamdan uzaklaştırılması gerekir. Cebri çekişli havalandırmalar kullanılarak kapalı alanda ortaya çıkan toz çalışma ortamının dışına çıkarılmalıdır. Bunun yeterli olmadığı durumlarda ve havalandırma sistemlerinin kullanılamadığı durumlarda çalışanlar toz maskesi kullanmalıdır.
Betona çıplak elle temas sonucu oluşabilecek cilt tahrişlerinin engellenebilmesi için çalışanların betona doğrudan temasının engellenmesi gerekir. Betona doğrudan temas etmeyi gerektiren işlerin yapılması sırasında çalışanlar koruyucu eldiven kullanmalıdır.
Çalışma sırasında vücut pozisyonunun doğal vücut duruşuna uygun olacağı şekilde iş organizasyonu yapılmalıdır. Ağır malzemelerin taşınması işlemi mümkün olduğunca mekanik sistemlerle sağlanmalıdır. Bunun mümkün olmadığı durumda ağır yükler yardımlaşılarak taşınmalıdır.
Titreşimli makine ve aletlerle yapılan çalışmalarda, çalışanın maruziyet süresinin azaltılabilmesi için işçiler arasında rotasyon yapılmalıdır. Böylece çalışanlar tüm çalışmaları boyunca titreşime sunuk kalmayacak ve titreşimden kaynaklanacak sağlık sorunlarını yaşamayacaklardır.
Gürültülü ortamda yapılan çalışmalar mümkün olduğunca diğer çalışmaların yapıldığı alanlardan izole edilmelidir. Gürültülü alanlarda çalışma yapan çalışanlar gürültü seviyesine uygun kulak koruyucular kullanmalıdır ve düzenli aralıklarla dinlenmelidir.
Makine ve ekipmanların şalterleri yanlışlıkla açılıp kapatılamayacak şekilde düzenlenmelidir. Gerekirse, kilitleme sistemleri kullanılmalıdır. Tehlikeli konteynırların bulunduğu alanlarda, mümkün olduğunca, çalışma yapılması engellenmelidir.
Beton yapımında kullanılan katkı malzemelerinin bulunduğu silolarda yapılan çalışmalar çalışanlar için tehlikelidir. Bu çalışmalar yapılacağı durumlarda en az bir kişi çalışmayı yapacak kişi ile birlikte veya onu görecek şekilde çalışma alanında bulunur.
Dipnotlar
* Pnömokonyoz, genellikle bazı özel iş koşullarında çalışan kişilerde inorganik toz yada zerrecikli maddenin akciğerlerde depolanması ve buna bağlı olarak gelişen doku reaksiyonu ile ilgili durumdur. Asbestos ve silikoz bu gruba giren hastalıklardandır.
* Silikoz, serbest silis taneciklerinin (Kristal kuvars) solunum yoluyla alınması sonucu meydana çıkan, parçacıkların yol açtığı ağır bir hastalıktır. Madencilik, taş kesme, taşocağı çalışmaları (özellikle granit), yol ve bina inşaatı, dinamitle kayaları patlatma ve çiftçilik, serbest silise sunuk bırakan mesleklerdir. Belirtilerin meydana gelmesi için genellikle 15-20 yıl bu parçacıklara sunuk kalmak gerekir. Fakat silise yoğun şekilde sunuk kalınan kapalı alanlarda patlatma, yüksek kuvars içeren kayaları delerek tünel açmak ve temizleme tozu imalatı gibi işlerde çalışan korumasız işçiler bir yıldan kısa bir sürede silikoza tutulabilirler.
* Yanık, ısı, ışın, elektrik veya kimyasal maddelere sunuk kalma sonucunda deri ve derialtı dokularda meydana gelen yaralanmadır.
1. derece yanıklar: Derinin sadece en üst tabakasının zedelendiği yanıklardır. Kızarıklık, gerginlik ve ağrı görülür. Örnek: güneş yanıkları.
2. derece yanıklar: Derinin üst ve değişen oranlarda alt kısmının etkilendiği yanıklardır. Kızarıklık, gerginlik, ağrı ve su toplanması (bül) ile karakterizedir.
3. derece yanıklar: Tüm deriyi kapsayan; derialtı dokularına, derin dokulara ve hatta kemiklere kadar ulaşan yanıklardır. Deri kuru kayış gibi olabilir veya renk değişikliği görülebilir (kömür gibi, beyaz veya kahverengi olabilir ). Şiddetli yanıklarda, yüzeysel sinir uçları ve kan damarları zedeleneceğinden yanık alanda his kaybı olabilir; buna karşın çevredeki daha az yanmış olan doku aşırı ağrılı olabilir.
Erataş İş Güvenliği Malzemeleri
Kaynak : https://fisek.com.tr/